KURUMSAL

Maden fiyatları endeksi dolar cinsinden 2016’dan 2021’e 2.5 kat artarak rekor kırmıştır. Beş yılda yaşanan bu yükseliş bazı kritikler yapabilmemize olanak sağlamıştır. Maden fiyatlarındaki rekor artışlarını doğru değerlendirmek zorundayız. Madenlerin fiyatlarının öngörülemeyecek seviyedeki yükselişi ve sektörün sınırlı kaynak üretmesinden ve kaynakların kıt olmasından kaynaklandığını görmekteyiz.Kıtlık halinin yükselişin devam etmesine sebebiyet verdiğini rahatlıkla söyleyebilmekteyiz.
Bakır, kobalt, lityum ve nikel yenilenebilir enerjinin olmazsa olmazlarıdır. Bu madenleri çıkaran ve işleyen ülkeler “Big5” adıyla bilinen tekel özellikli şirketlerdir. Tekelleşme ise son yirmi yıldır giderek yükselen bir trend izlemiş ve bu şirketler bu dönem için altın çağ yaşamaktadırlar.
Ülkelerin 2030 Enerji Hedefleri, yenilenebilir enerjiye yönelimi artırmış ve hızlandırmıştır. IEA’nın saptamalarına göre akülü bir otomobil klasik bir otomobile göre 6 kat daha fazla maden tüketimini gerektirmektedir. Rüzgar gülünde ise bu oran 9 katı bulmaktadır.
Paris İklim Konferansı hedeflerine ulaşılması halinde bakır tüketiminin 3 kat artacağı bilinmektedir.
Yeraltı kaynaklarının tamamı sınırlıdır ama nadir element kategorisindeki bu madenlerin hepsinin kıt olduğu gözlerden kaçmamalıdır. Üretimlerinin hızlanması zorunludur. Maden kaynağının belirlenmesi ile üretime geçme süresinin ortalamasının 15 yıl olması daha etkin zaman planlaması yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Özellikle, bakır madenini ihraç etmek istemeyen üreticilerden Çin ya da politik risk bulunan Kongo gibi ülkelere bel bağlamanın hiçbir yararı olmayacağı ortadadır.
Kaynak milliyetçiliği maden üreticiliğinde kırılmalar oluşturmaktadır. Bu kırılmaların en çarpıcı örneği Şili’nin bakır şirketlerine %80, Peru’nun %70 vergi uygulamasına hazırlığıyla gözlemlenmektedir. Kaynak milliyetçiliği yeraltı kaynaklarının sahibi olan ülkeler bakımından giderek artan ve yükselen ekol olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kısa vadede kritik madenlerin fiyatlarına etki edebilecek olgulardan birisi devletlerin madenciliği destekleme kararları almasıdır. Bu kararları ilk alan ABD akabinde AB’dir. Arz tedarik zincilerini koruma adına fiyatları dizginlemeyi hedeflemişlerdir. İkinci olgu ise KOBİ türü şirketlerin madenciliğe ilgisinin artmasıdır. Bunun örneği de Rusya’da KOBİ’lerin 5 yılda 15-17 milyar dolar seviyesinde yatırım planlamasıyla ortaya çıkmıştır.
Ekonomideki dönüşümün kritik zamanları ve alanlarıyla anları insanlığın geleceğini her zaman etkilemiştir. Bu dönüşümün kritik maden fiyatlarının düşüş ya da yükselişine nasıl etki edeceği yaşanarak görülebilecektir. İktisat tarihindeki örneklere bakarsak yükselişe sebebiyet verdiğini gördük.
Yenilenebilir enerji, insanlığı fosil kaynaklardan uzaklaştıracaksa da, kritik maden fiyatlarının yükselişe geçmesi nedeniyle ağır bedel ödetecektir.
Maden Merkezi / Ağustos 2021
Av. Arb. Yasemin BAL
Uzman Enerji & Maden